DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Serbestiyet’te yayımlanan “Bahçeli’nin Komisyon Önerisi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı üçüncü yazısında, demokratik meşruiyetin sağlanabilmesi için sürecin mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin zeminine taşınması gerektiğini vurguladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerdiği komisyonun “yasa ile” kurulmasının zorunlu olduğunu ifade eden Ekmen, önerilerini üç ana başlıkta sıraladı.
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Serbestiyet’te yayınlanan “Bahçeli’nin Komisyon Önerisi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı üçüncü yazısında, demokratik meşruiyetin sağlanabilmesi için sürecin mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin zeminine taşınması gerektiğini vurguladı.
Meclis yalnızca yasa yapılan yer değil, millet iradesinin evidir
Ekmen, Meclis’in sürece dahil edilmesinin yalnızca teknik değil, aynı zamanda demokratik bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, “Meclis, millet iradesinin vücut bulduğu, demokrasimizin taşıyıcı kolonu, toplumsal meşruiyetin en temel kaynağıdır. Bugün içinde bulunduğumuz hassas süreç; başkanlık sistemi içerisinde fonksiyonlarını kaybetmiş Meclis’in yeniden etkinleştirilmesini, partiler arası diyalog kanallarının nezaket seviyesinde değil; etkin bir şekilde açılmasını, toplumun değişik katmanlarının karar alma mekanizmalarına dahilinin sağlanmasını ve her görüşten vatandaşın tatmin olacağı bir işleyişin ortaya konmasını gerektirmektedir” ifadelerine yer verdi.
Genel görüşme Meclis’in sürece ilk adımı olur
Ekmen, sürecin TBMM çatısı altına taşınması için öncelikle Meclis’te temsil edilen tüm siyasi partilerin tutumlarını ortaya koyacağı bir “genel görüşme” yapılması gerektiğini söyledi. “Genel görüşme sayesinde, yürütmenin dışında kalan tüm partiler sürece dair fikirlerini açıkça beyan edebilir. Bu da süreci daha şeffaf ve güvenilir kılar” değerlendirmesinde bulundu.
Yasayla kurulacak İzleme Komisyonu demokratik katılımın anahtarıdır
Yazısında Meclis Başkanı’nın başkanlığında tüm partilerin temsil edildiği bir “İzleme ve Yönlendirme Komisyonu” öneren Ekmen, bu komisyonun sadece izleme değil, yön verme görevi de üstlenmesi gerektiğini belirtti. Ekmen, “Bu komisyon, fesih sürecini izleyebileceği gibi Meclis’te yapılması gereken hukuki ve anayasal düzenlemeleri tespit etmek, idari anlamda atılması gereken adımlarla ilgili raporlar hazırlamak, öneriler sunmak ve sivil toplum ile akademinin sürece dahil olabileceği katılım modellerini ortaya koymak gibi işlevleri görebilir” dedi.
Yasa ile kurulmuş bir komisyonun önemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 1960’tan bugüne kadar kurulmuş komisyon örneklerini sayarak değerlendiren Ekmen, “Bütün bu örneklere bakıldığında yetkileri belirlenmiş ve yasa ile kurulmuş bir komisyonun en doğru bir komisyon olacaktır. Bahçeli’nin 16 siyasi partiden birer üye, grupların ise oransal temsili ile kurulacak komisyon teklifi geniş tabancı ve kapsayıcı bir komisyon kurmak açısından kıymetlidir. Ancak 100 üyeli bir komisyonun ciddi sorunlar yaşayabileceği unutulmamalıdır. Salt çoğunlukta nitelikli çoğunluğa dayalı bir yapı kurulursa sayının artması önüne geçilir” açıklamasında bulundu.
Geniş kapsamlı bir mutabakat zemini inşa edilebilir
Yazının sonunda Türkiye’nin demokratikleşme hedefine değinen Ekmen, “Türkiye’nin demokratikleşme hedefinde, yasama organının aktif ve dönüştürücğ rolü asla göz ardı edilmemelidir. Geçmişteki deneyimlerin ışığında ve bugünkü siyasi ihtiyaçlar doğrultusunda yasayla müstakil bir komisyon kurulması yerinde bir adım olacaktır. Sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkilenen bir sistem; toplumsal katılımı sağlayacak, kararlar için nitelikli bir çoğunluğun aranması ise geniş kapsamlı bir mutabakat zemini inşa edecektir” dedi.