Mersin’de hafta sonu bir gün içerisinde 3 kadının katledilmişti. Katliamlara karşı basın açıklaması gerçekleştiren Mersin Kadın Platformu ‘Yyasta değil isyanda’ olduklarını söyledi. Açıklamayı okuyan Ceren İnan, “Katledilen kadınların hesabını sormak için buradayız! Her güne ölüm haberleri, hukuksuzluk ve baskılarla uyandığımız bu ülkede kadın cinayetleri çok uzun zamandır bir katliama dönüşmüş durumda. Geçtiğimiz iki günde ise yine kentimizde yaşanan kadın cinayeti haberlerine uyandık. Mersin’de 24 saatte 3 kadın ailelerindeki erkekler tarafından katledildi. Mersin’in Mut ilçesinde Belkıs Durmuş, oğlu olan erkek Ali Durmuş tarafından katledildi. Bir kadın daha kendi hanesi içindeki erkek tarafından katledildi. Cinayet mahaline dönen evlere bir ev daha eklendi. Kadınlar kendi haneleri içinde şiddetle çevrelenmeye devam ediyor. Akdeniz ilçesinde ise Aygül Çınar ve annesi Türkan Söylemez yakınları olan Ömer Çınar tarafından ateşli silahla katledildi. İki kadın evlerinin önünde yine yakınlarından bir erkek tarafından katledildi. Yıllardır kutsal aile söylemleriyle kadınları şiddet gördükleri evlere mahkum bırakan erkek iktidarın ‘Aile Yılı’nda yüzlerce kadın, haneleri içinde katledilmeye devam ediyor.” dedi.
“İyi hal ve tahrik indirimleri, cezasızlık!”
Kadın cinayetlerine ‘münferit’ diyen, görmezden gelen, cezalandırmayan iktidarın, faillerle birlikte katliamların birinci dereceden sorumlusu olduğunu savunan İnan, “Cezasızlık politikasıyla kadına yönelik şiddeti normalleştiren, ‘aile içinde olan aile içinde kalır’ öğretisini teşvik ederek kadınları korku iklimine mahkum eden, Aile Yılı ile katliamların ilk adresi olan evleri kadınların mezarı haline getiren Saray iktidarı, bu katliamı da görmezden gelmeye devam edecek. Günlük haber olarak bir gün manşetlere çekilen kadın isimlerinin birer hayat olduğu görmezden geliniyor. Bu ülkede her gün kadınlar ailelerindeki erkekler tarafından şiddete uğrarken, öldürülürken iktidar aile yılı politikaları ile hayatlarımıza kastetmeye devam ediyor. Bu ülkede erkekler kadınları öldürüp valizle taşıma cesaretini iktidarın kadın düşmanı politikalarından alıyor. Devlet gücünü arkasına alan erkekler sistematik şiddet uyguluyor, korunuyor, katlediyor. Geçtiğimiz hafta üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz eski polis memuru Cemil Koç’un sistematik şiddetine maruz kaldıktan sonra katledildi. Kız kardeşinin ihbarları dikkate alınmadı. Devlet politikalarından güç alan faillerin ‘bana bir şey olmaz’ sözleri, iyi hal ve tahrik indirimleri, cezasızlık ile tasdikleniyor.”
“Karşınıza dikilmekten geri durmayacağız!”
İnan sözlerini şöyle tamamladı;
“Haklarımızı elimizden alan erkek devlet, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, 6284 sayılı kanuna, Medeni Kanun’a birçok kez saldırarak hayatlarımızı da elimizden alanların başında geliyor. Bu erkek iktidar, özgürlük isteyen, haklarını savunan, yasaklara karşı koyan, katledilmek istemeyen, yaşamak için mücadele eden kadınlardan ve LGBTİ +’lardan nefret ediyor. Nefretin devlet politikası haline geldiği bu ülkede, kadınların, LGBTİ+ların, çocukların, hayvanların, ağaçların yaşamasına izin verilmiyor. Bizler; nefretinize, yasaklarınıza, düşmanlığınıza, katliamlarınıza direnenler ne izninize mahkumuz ne de hayatlarımızı dizayn eden erkek iktidarınıza. Katledilen her kadının isyanıyla bu sokaklarda, mücadele alanlarında karşınıza dikilmekten geri durmayacağız. Nefretiniz ve kadın düşmanı politikalarınız karşısında mücadeleden bir adım geri atmayacağız. Yasta değil isyandayız. Aile değil kadınız. Eril sisteminizi alaşağı edecek, nefret politikanızı yok edecek, düşmanlığınızı yıkacak olan bizleriz!”